-6 ocak tarihli bir yazı özünde bu-
Eveeeeeeet, eve kavuşmam 1 gün sürdükten sonra yine yeniden
ben sizlere okuldan, atölyenin soğuk zeminine kıçımı dayamışken sesleniyorum.
Saat 22.36 arkadan because the night çalıyor, gereksiz gırgır şamata yapan
insanların seslerine katlanmamı kolaylaştıran tek şey bu sanırım.
Kalabalığı sevmiyorum, gereksiz kalabalığı hele de hiç.
Yapmam gereken bir milyon iş hala durmakta bir kaçını hallettim sayılır gerçi.
İçime sinmiyorlar bir türlü, daha doğrusu önüme geri atılma riski dolayısıyla
hala mükemmeli arıyorum. Kime göre mükemmel tarzındaki felsefi soruyu kendi
kendime sormak istedim bak şu an, her neyse.
1.sınıf olmak çok sıkıcı. Natürmorttan kusmak üzereyim,
kısıtlandığımı hissetmem yetmiyor içim dışım deniz kabuğu falan oldu. Obje
taşımaya üşenmemden olsa gerek sene başından beri her derste farklı farklı
şekillerde çizdim bu mereti.
Sürekli yemek yer oldum bu aralar, acıktığımdan değil
boşboğazlık tam anlamıyla. Kilo alıyorum, ilişki göbeği merhaba. Hayır benimle
derdin ne anlamadım 1 yılın sonunda “ooo nasıl olsa bundan sonra asıl önemli
olan gerçekten iç güzellik” mantığı mı nedir sendeki. Kimsede kendimi garantiye
almış değilim, hele ki ayna karşısındaki kendi yansımamla aramdaki ilişkim
kesinlikle olumsuz sonuçlanacak.
Çikolatadan vazgeçmeliyim. Evet evet lanet şey, seni
sevmiyorum!! Oramı buramı kızartıp kabarttığın yetmiyormuş gibi bir de
çikolatanın iştah açtığı gibi bir gerçek var. Ben ve benim gibi –varsa-insanlar
önce çikolata yer,sonra acıkır bulduğu her şeyi yer,sonra üstüne tatlı niyetine
kalan çikolatayı yer. Sonra kısır döngü bulunan bir şey kaldıysa onu da yer.
Sonuç hoş geldin eski ben.
İçler acısı bir haldeyim.
Bugün krediler yattı. Sabahın köründe kıçımı kaldırıp
bankaya gitmeye üşendiğim için haliyle bugün parayı çekemedim,kartlarda 15 gün
sonra gelecekmiş daha. Sor şu an cebinde paran var mı da bu rahatlık, 10
kuruşum var yeter mi diye cevap veririm sana.
Bu kadar basit bir hayatım var kısacası.
Arkadaş denen kavram beni iyice sinir etmeye başladı bu
arada. Etrafında seni seven önemseyen vakit geçirebileceğin arkadaşlaqrının
olması iyi güzel,çok hoş ama bir noktaya kadar. Eğer allahın her günü aynı
insanı aynı takıntılarla,aynı cümleler ve saçma davranışlarla görüyorsan ve
–çok haince bir cümle olacak ama- rakipsen sen artık bi yerde, ve senin
yaptığın şeyleri,senin fikirlerine yakın fikirleri,teknikleri kısacası düşünce
ve hayallerini,bi yerde de emeğini kopyalamaya başlamışsa işte o an gözünü
fırçaların arkasıyla oyasın geliyor.
Bu konu hakkında bugün daha fazla yazmayacağım. Daha fazla
dolduğum günler de oldu,o güne saklıyorum ki burada yazamazsam gerçekten fırça
arkasını kana bulayacağım.
Hepinize iyi geceler. Ben natürmortuma geri dönüyorum. L
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder