kim varmıs?

18 Mart 2012 Pazar

saat sabahın 9'u benim barda ne işim var.

Bırakıp gitmeler o kadar kolay ki.. Neden yaptığın bir hatanın cezasını insan genelde sonradan çeker? Veya bi hata yaptım kaygısıyla neden tüm suçu üstleniriz biz kadınlar. Dışarıdan mükemmele yakışır bi ilişki yaşadığımız sanılırken içten içe birbirini çürüten çiftlerin sayısı o kadar fazla ki.
Gülerek el ele geçirilen hergün bir diğerinden çalınan zamana mı eşit olur sonradan.
Sevdiğin şeylerden vazgeçmesi, herşeye sırt çevirmek bu denli kolay olmalı mıydı? Hayır...
Gitmeler neden hep en umulmadık anda en umulmadık şekilde gerçekleşir... Sorunları çözmek için başlatılan diyaloglar neden hep kavgaya döner bi süre sonra.
Tahammül sınırı denilen şey midir çiftleri tüketen? Bi insanı tanımak iyi birşey midir yoksa değil mi.. Onun sevdiği şeyleri bilirken hele ki en sevdiği şey senken onun tek bakışıyla aslında anlatmak istediklerini bi anda anlarsın ya... Artık en sevdiği şey sen değilsindir.
Aylardır rol yapmıştır belki de. İyi olabilmek için, hem sana hem kendine.
Gülebilmek istemiştir hayata rağmen, onu güldüren şeye bağlanmıştır böylece.
Aşk neydi gerçi?
Bir şeyleri paylaşmak mı yoksa döktüğün gözyaşlarının toplamı mı?
Güvendiğin herşey tek tek yok olur ya hiç acımadan delicesine acıtarak hem de...
Sudan çıkmış balık gibi bakakalırsın etrafına, sen de mi yaptın dersin...
Evet o da yapar.
Diğerlerinden farkı olduğunu ne düşündürmüştü ki sana zaten...
Hadi şimdi ister aptal olduğuna yan istersen de onun ne kadar güzel bir oyuncu olduğuna.
Değişen hiçbir şey olmayacak...
Zaman bi toz gibi bindiğinde bu bitmiş ilişkinin üstüne elbet yeni birisi gelecek elinin tersiyle seni silip,silkeleyip kendine getirmek için.
Fakat her kadın o zaman dilimini doldurduğunda yeniden tozlanmaya mahkum sanırım, bunu hepimiz biliyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder